ÖRNEK DEMO'DUR. SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ.
Anket
Döviz Bilgieri
Merkez Bankası Döviz Kuru
  ALIŞ   SATIŞ
USD 0   0
EURO 0   0
       
Özlü Sözler
Hiçbir şey ayağınıza gelmez; en azından iyi olan hiçbirşey. Herşeyi gidip almanız gerekir.
Son Ziyaretçi Yorumları
Akın Sezer
Saygı değer dernek yöneticileri ve hemşerilerim yaklaşan yeni yılınızı kutlar, yeni yıl Kırşehirin kaderini kırarak göç veren bir il değil kendi kendine yeten, eğitimde geleceğine güvenle bakan bir il statüsünde görmek dileğiyle tüm Kırşehirlilerin yeni yıllarını kutlar saygılar sunarım

Ersoy Gezer
Sayın başkanım ve değerli üyeler çalışmalarınızda başarılar dilerim bir kırşehirli sanatçınız olarak yanınızda oldugumu belirtir tüm kırşehirli hemşerilerime sevgi ve saygılar sunarım

Gürsel Tek
Siteniz çok güzel olmuş emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.


Tüm ziyaretçi yorumları için tıklayınız.
Köyümüz Hakkında


Külah Köyü; Alaca'nın Batısında, Sungurlu Alaca arasında ki en yüksek yerde kurulmuştur.
Çorum'a uzaklığı 70 km. 
Alaca'ya uzaklığı 16 km. 
Alaca Ankara karayoluna 2 km.
Rakım 1.150 m. Haritanın Bel 1.200 m.

Külah Köyü Kadastro Haritası

Köyümüzün Altyapısı:

Elektrik: Var
Su Şebekesi: Var
Yol:  Asfalt
Telefon: Var
Kanalizasyon: Var
Okul: Var. Öğrenci çok az olduğundan taşımalı sistem uygulanmaktadır.
Ekonomisi:Tarıma dayalı ekonomiye sahiptir. Buğday, Arpa, Nohut, Mercimek, Ayçiçeği ekilir. Eskiden hayvan yemi için Yulaf, Fi, Zeyrek de ekilirdi. Hayvancılık tamamen bitmek üzere, insanların ihtiyacı olduğu halde bakamayacakları için besleyemiyorlar .Bu yüzden artık köyümüzde manda, koyun, keçi, eşek, at, ördek, kaz göremiyoruz. Bazı evler kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacı ile inek ve kümes hayvanı besliyor. Köy halkının yarısından fazlası tarlalarını ortakçılık sistemi ile ektiriyorlar. Köyde yaşayanların ekonomisini iyileştiren asıl sebep bir çok kişinin emekli maaşı alması.
İklim: Kışları soğuk ve az yağışlı, yazları kurak ve ılıktır.
Su kaynaklarımız kısıtlıdır. Kışın yağış çok olursa arazinin bir iki metre altı tamamen kil olduğundan su fazla derinlere inemiyor, ya doğal yollardan eşme olarak çıkar yararlanırız, ya da eşmeler mevkiinde olduğu gibi kanallarla bir yerde toplanır köyün içme suyu şebekesine aktarılır. Eğer yazın havalar çok sıcak ve kurak giderse su rezervini de dikkatli kullanmıyorsak o yaz muhakkak su sıkıntısı çekilir. Köyümüzün bitki örtüsü: Bir miktar mera otlak olarak kullanılır, dere kenarlarında çok az miktarda söğüt, kavak ve meyve ağacı vardır. Son yıllarda küçük tepeye dikilen çam fidanları köyümüze ayrı bir hava vermiştir.
Nüfusu: 2007 sayımında 60 kişi

Köy Muhtarı: Devrim İPEKCİ 

 

KÖYUMÜZÜN KÜLTÜREL GELİŞİMİ

Köyümüzün bilinen ya da kulaktan kulağa aktarılan ilk okuma yazma bilenleri. İbrahim Hoca (İbrahim Coşkun), Ahmet Hoca (Ahmet Coşkun), Satılmış Efendi (Satılmış Kulaksız), Haydar Kahya (Haydar Kulaksız). Birde mezarlıklarda yada dini törenlerde çok iyi kuran okuyan Abidin onbaşı( Abidin Sezici)'dir. Bunları birisinin yardımı ile ezberlemiş mi, okuyor yoksa okuyup yazıyor mu, idi bilinmiyor.

Satılmış Efendi; Sungurlu'da Rüştiye'de okumuş, dokuz yıl askerliğini Halil paşa diye bir paşanın yanında yapmış. Egitimini bilgisini burada geliştirmiş, efendi lakabı düzgün konuşması, giyim kuşamı ve davranışları yüzünden verilmiş.

Haydar Kahya'da Sungurlu'da ve Merzifon'da Rüştiye'de okumuş. Ağabeyinin uzun süreli askerliği nedeni ile okulu bitiremeden dönmüş. Hem eski yazı hem yeni harflerle okuyup yazıyordu.

Eyüp Coşkun ve Hamza Coşkun'un da Sungurlu'da bir müddet rüştiye ye gittikleri, fakat savaş nedeniyle okulu bırakıp askere gittikleri, Eyüp Coşkun'un askerde öldüğü, Hamza Coşkun'un Azerbaycan taraflarına yerleşip geri dönmediği yakınları tarafından söylenmektedir.

Atatürk harf devrimini yapıp arap harflerinden latin harflerine geçildikten sonra, yeni harfler okullarda ve askeriyede öğretilmiye başlanmış. Askerde öğrenenler de gittikleri yerlerde bunu öğretmişler. İşte bu noktada bizim köyümüzden bu tarihi görevi üstlenen ve layıkı ile yerine getiren kişi Avni Çavuş (Avni Harmancı) olmuş. Avni çavuş köyümüze geldikten sonra köylülerimize yeni harfleri öğrendiğini, isterlerse herkese okuma yazma öğretebileceğini söylemiş. Köyün ileri gelenleri toplanmış bu iş için ne gerekiyorsa yapmışlar. İzzet Kulaksız'ın evinde bir odayı sınıf haline getirmişler . Yediden yetmişe herkese okuma yazma ögretmeye çalışan Avni Çavuş büyük bir sabır ve kararlılıkla iki yıl da katılan herkese okuma yazmayı öğretmiş. Hatta matematiği de öğretmiş. Herkes dört işlemi yapıyormuş. Ruhu şad olsun. Bize düşen Avni Çavuş'u köyümüzün ilk öğretmeni ilan etmektir. Avni Çavuş'un okulunda okuyan gençlerden bazıları çok başarılı olmuşlar. Ekonomik durumu iyi olanların babaları, dedeleri bu çocukları okulu olan köylerde okutmaya karar vermişler okul aramaya başlamışlar.

Ali Rıza Kulaksız Sungurlu'da, Mehmet Kulaksız Gökçam ve Perçem'de, Hüseyin Demirbaş Perçem'de, Bekir Kulaksız Eskiyapar'da, Gazi Görür kısa bir süre Gökçam'da, Halil Görür Koçhisar' da okumuşlar.

***

 

KÖYÜMÜZDE AÇILAN İLKOKULUN TARİHÇESİ
Eğitimci -Yazar Hasan İpek anlatıyor

 

Ellili yıllarda Alaca'nın köylerinde ilkokullar iki elin parmak sayıları kadardı. Bunlardan bazıları cumhuriyetin ilk yıllarında öğretime açılmış ve ilçenin büyük köylerinde bulunuyordu. İlçenin batısında, Alacahöyük, İmat, Perçem, Karamahmut, Büyükhırka , Gökçam dışında ki köylerde okul yoktu. Bizim köyde bazı aileler çocuklarını okutmak için çevredeki okulu olan köylere, akrabalarının yanına göndermişlerdi. Köyün dışında okuyanlar, Mehmet ve Ali Rıza Kulaksız ile Hüseyin Demirbaş Perçem köyü ilkokuluna, Bekir Kulaksız ile Halil Görür ise Koçhisar köyü İlkokuluna gönderilmişlerdi. Bunlar köyde durumu iyi olan ailelerin çocuklarıydılar. Köye okul açılınca onların bir kısmı da dönmüşlerdi.

1955 yılına gelindiği zaman bunun böyle devam edemeyeceğini anlayan ve okumanın değerini çok önceden anlamış bulunan köy ileri gelenleri ilk fırsatta köye okul açmayı istiyorlardı.

Günlerden bir gün o zaman köy muhtarı olan köyün Haydar emmisi, Haydar Kağ Alaca'da bir iş için kaymakamlığa gittiğinde, daha önceden tanıdığı Alaca Milli Eğitim Müdürlüğüne uğrar. Müdürle hal hatır sorduktan sonra gözü müdürün yanında oturan on sekiz yaşlarında görünen iyi giyimli bir gence takılır. Müdür: "Bu gencin adı Nesimi Akpınar, Hasanoğlan öğretmen okulundan yeni mezun olmuştur ama biz bunu gönderecek köy bulamıyoruz. Bildiğin gibi ilçenin bazı köylerinde geri kafalı insanlar bizi dinden imandan çıkaracaklar. Köylerine okul açılmasını istemiyorlar" der.
Haydar Kağ, hiç düşünmeden: "Müdür bey der, Yer bulamadıysanız öğretmeni bize ver ben götüreyim". deyince;

Müdür: "Aman Haydar efendi! Köyünüzde okul yok, okulsuz köyde öğretmeni ne yapacaksınız" dediğinde, Haydar Kağ: hemen şu yanıtı verir. "Müdür beyim, orasını sen bana bırak, ben okulu da bulurum, öğretmene kalacak yeride", der.
Müdür yanındaki öğretmeni bir yere göndererek bu durumdan kurtulmak istediği için fazla ısrar etmez. Öyleyse bende size masa, tabure gibi okul için ne gerekiyorsa onu veririm. diyerek tekrar sorar: Peki bu araçları köye nasıl taşıyacaksın? Diye sorar.
Haydar Kağ: "O da kolay müdür bey, köyde beş altı tane at arabası var. Ben onları alır gelirim vereceğiniz araçları onlarla taşırım. Yeter ki siz verin." 
Birde duyduk ki köye öğretmen gelmiş. Köyde herkes öğretmenin nasıl bir şey olduğunu görmek için Haydar Kağ'nın odasına akın etmişlerdi. Odada oturacak yer kalmadığı gibi bir kısım insanlarımız ancak kapıdan pencereden başlarını uzatarak öğretmeni görmeye çalışıyorlardı.

1955 yılında, Eylül ayının içindeydik. Okurların açılma zamanı olmalı ki Haydar emmi babama gelerek durumu anlatmıştı. "Ula İrbehem, şu senin yeni yaptığın odayı bize ver de okul açılsın, yoksa öğretmeni elimizden alırlar. Ben başka bir yer buluncaya kadar çocuklar burada idare etsinler" dedi. Tabi babam yüze duramadı.Kapısı penceresi bile olmayan yeni yapılan odayı sınıf olarak verdi. Bizler elli öğrenci olarak okula başlamış olduk. Bizim oda öylesine dardı ki masaların üzerine kollarımız ancak ulaşıyordu. Rahatça hareket etmek, yerinden kalkıp tahtaya yazı yazmak imkansızdı. Çok geçmedi, buradan ayrıldık. Fevzi paşanın yeni yaptırdığı evin iki odasının ara duvarı sökülerek iki oda birleştirildi bir sınıf yapıldı. Bizler de oraya taşınarak dar yerden kurtulmuş olduk.

Aidat Borcu Sorgulama
Duyurular

Sayın Üyelerimiz derneğimize katkılarınızı bekliyoruz.


Hafta sonu gezi düzenlenecektir tüm üyelerimizi bekliyoruz.


Mehmet Demir vefat etmiştir ailesine sabır yakınlarına başsağlığı dileriz.


Önümüzdeki hafta Yıldırım oğlu Mert Birinci evlenecektir tüm hemşerilerimizi düğüne bekleriz.


İstanbul Hava Durumu

 

© Copyright 2023  V4.2 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi | Köy Sitesi


Top